14 Temmuz 2010 Çarşamba

Rüzgar




GERÇEKLİK GÖRECELİDİR

Herkesin gerçeği farklıdır. Sizin için mutluluk minik bebeğinizin ilk adımıyken felçli bir hastanın mutluluğu akülü sandalyesi ile gezebildiği ilk an olabilir.

Çocuğu ailesi şekillendirir. Sevgi dolu bir ailede büyüyen çocuk herkesi kendi ailesi gibi zanneder. Bunun sadece kendi gerçeği olduğunu, sokaktaki tinerci çocuğun ise bambaşka bir gerçeği olduğunu fark ettiğinde artık büyümüştür.

Çinliler köpek yedikleri için onları anlamakta güçlük çekiyoruz. İğrenç! Köpek de yenir mi diyoruz. Peki ya biz de nüfusu 1milyarın üzerinde olan bir ülkede, fakir bir ailenin çocuğu olarak doğsaydık, aynı şekilde mi düşünürdük yine?

Bir Afrika kabilesinde doğsaydık, boynumuzu uzatan halkalar, kulaklarımızı sarkıtan küpeler takmayacak mıydık; kendimizi kabilenin şefine beğendirmek için?

İçine doğduğumuz ortam ve şartlar bizi şekillendirir. Çoğu zaman bunları neden yaptığımızı bile düşünmeden toplumun geneli öyle yapıyor diye yapar, sorgulamayız.

İnanmak istedikleriniz sizin gerçekleriniz olur.
Secret tarzı kitaplarda anlatılan da bu değil midir?

“Hayal edin ve hayalinizin gerçek olduğuna inanın, yeterince inanır ve uğraşırsanız mutlaka gerçekleşir.”


İnsan gerçeklerini kendi yaratır.

Kafanızda “ben köpeklerden korkarım” düşüncesi varsa, köpekler sizin için dünyanın en korkunç yaratıkları olabilirler. Oysa bu tamamen sizin yarattığınız kişisel efsanenizdir ve bunu değiştirmek için beyninize sadece “ben köpeklerden korkmuyorum” talimatı vermeniz yeterlidir.

Kişisel gerçeklik de zamana ve şartlara göre değişebilir.

8 yaşındayken bisiklete binebilmek özgürlükken 30 yaşında bir yelkenli alır özgürlük imajınızdaki yerini. Değişmeyen belki de sadece yüzünüzü okşayan rüzgârdır.

1 yorum:

  1. Güzel bir yazı olmuş. Özellikle son paragraf oldukça akılda kalıcı...

    YanıtlaSil