3 Ocak 2013 Perşembe

YE KÜRKÜM YE

Hayvan severler belki bana kızacak ancak şu kürk düşmanlığı çok mantıklı gelmiyor bana. Neden derseniz, sözkonusu hayvan severler de dâhil hepimiz hayvan derisinden yapılmış ayakkabılar, çizmeler, ceketler, kaz tüyünden montlar giyiyor, çantalar kullanıyoruz. Kuş tüyü yastıklarda yatıp sabahları yavrusu için süt veren ineğin sütünü içiyoruz. Neden masum danacığın sütünü içiyorsunuz, gidin annenizin sütünü için demiyor bir Allah’ın kulu da. Yani sözkonusu deri bir kuzu ya da danaya ait olduğunda kimsenin sesi çıkmıyor ancak bir tilkiye ya da yılana ait olduğunda herkes aslan kesiliveriyor. Sokakta yüzlerine tükürüp, üstlerine boya ya da yumurta atmalar, katil diye yaftalamalar, ortalık yerde soyunmalar şeklinde kürk giyenler kınanıyor. Bu ne çifte standarttır kardeşim? Tam ye kürküm ye durumu. Koyunun canı can değil mi, tilki size avukatlığını yapasınız diye vekâlet mi verdi? Yoksa siz ırkçı mısınız? Vizonlar, samurlar üstün ırk da kuzunun canı patlıcan mı? O zaman yemek için tavuk da beslemeyin, kuzu çöp şiş ya da yılbaşında kestaneli hindi de yemeyin, hatta vejetaryen olmanız bile bence yeterli değil. Sonuçta siz o pırasayı topraktan sökene ya da o elmayı ağaçtan koparana kadar onlar da birer canlı. Zeytin toplanırken ağaca sopayla vurulduğunu ve filizleri zedelenen ağacın ertesi yıl küsüp ürün vermediğini biliyor muydunuz? İşkenceyse zeytinlere yapılan işkenceye son verilsin önce. Niçin kendi zevkiniz için canına kıyıyorsunuz, kıymayın o domateslere, bırakın kendi kendilerine kurusunlar dallarında. Yılan deseniz o zaten kendi derisinden sıkılıp arada değiştiriveriyor. Burada karşı çıkılabilecek tek nokta bana sorarsanız bu kürklerin elde ediliş tarzı olabilir. Hayvanlara işkence çektirmeden, nesillerini de tüketmeden onların da birer canlı oldukları unutulmadan yapılsa sorun kalmayacak. Örneğin tavşan çiftlikleri var; aynı koyunlar ve tavuklar gibi, buralarda özel olarak yetiştirilen tavşanların hem etleri sofraları süslüyor, hem de kürkleri bizleri. Nasıl denizlerdeki balıklar belirli boyuta ulaşmadan, üreme dönemlerinde avlanamıyorsa kürk hayvanlarına da belirli sınırlamalar getirilebilir. Nesli tükenen hayvanların avlanması yasaklanabilir. Her canlının yaşam hakkına saygı göstermek esastır ancak bir insan tavşan kürkü giydi diye de onun yaşam hakkına saldırmayın. Fikriniz hala değişmediyse soyunmak serbest.

4 yorum:

  1. super bir yazı tesekkur ederim kendi adıma sıkılmadan okuduğum ve sonunu getirebildiğim ilk blog :) Ecz. Melih EFE

    YanıtlaSil
  2. ben teşekkür ederim, sevindim :)

    YanıtlaSil
  3. Tesadüfen rasladım ve okudum bu yazıyı, hep olumlu bakılmış yazıya ama gözden kaçan bi şey var bence; karşılaştırılanlar çiftlik hayvanları ve yabani hayvanlar... İkisi için de karşılaştırma tüketime dönük olsa da birinde üretim söz konusu. Biri zorunlu tüketim, diğeri lüks tüketim, sırf egolar uğruna. Hayvanseverlerin lafı üretmeden tüketene, zevk için, ego için öldürene.
    Özetle çok egosantrik bi yaklaşım gördüm.
    Yine de anlaşılmayan noktalar varsa, icabında soyunuruz da :)
    Av. M. Semih BİLGİNER

    YanıtlaSil