19 Mayıs 2010 Çarşamba

GOOOL


GOOOL
Futbol kitlesel bir afyondur.
Öyle ki aşırı doz futbol alanlarda halüsinasyonlar dahi görülebilir. Şampiyon olduk zannedip stat yaktırır.
Her şeyin olduğu gibi futbol sevgisinin de, fazlası zararlıdır.
Kadın futbol takımlarının mevcudiyetine ve statlarda görülen pek çok kadın taraftara rağmen futbol yine de erkek egemen bir spordur.
Kadınlar daha nazik yaratıldıklarından oynamak için arada file bulunan voleybol ve tenis gibi sporları tercih ederler.

Tabi futbolun yararları da saymakla bitmez.
Örneğin erkekler mahalle maçlarında “Top benim, takımı da ben kurarım” diyerek küçük yaşta liderlik yeteneklerini geliştirirler.
Yaş ilerledikçe, futbola olan ilgi kabuk değiştirir. Önce daha kısa mesafe koşulan halı sahalarda boy gösterilerek ben daha gencim mesajı verilir.
Sonra dizlerde oluşan yaraların kabuk bağlama süreci yavaşladığından ve göbekler de büyüdüğünden futbol hayatına bir süre Playstation oynanarak devam edilir.
Ancak en keyiflisi başkaları koşarken, sizin arkadaşlarla toplanıp rahat koltuğunuzda yiyip içerken izlemenizdir.

Futbolun rahatlatıcı bir etkisi de vardır; statta iseniz, futbolculara, hakeme, hatta arada çaktırmadan patronunuza bağırıp küfrederek deşarj da olabilirsiniz.
İşsiz de olsanız, maça gelirken karınızla kavga da etmiş olsanız, atılan golle dünyadaki tüm kötülükler sona ermiş, hatta size piyangodan büyük ikramiye çıkmışçasına sevinebilirsiniz.

Stada gidemezseniz de evlerde ya da bir barda dev ekranda izleyip engin futbol deneyiminizden kaynaklanan yorumlarınızı arkadaşlarınızla paylaşabilirsiniz.
Ne de olsa her erkek doğuştan teknik direktördür ve takıma kimlerin alınması ve hangi mevkide oynaması gerektiği konusunda uzmandır.

Erkeklerin futbola kendilerine gösterdiklerinden fazla ilgi gösteriyor olmalarını hazmedemeyen kızlar genellikle futboldan hoşlanmazlar.
22 tane adamın neden bir topun peşinden koştuğunu ve gol bile olamayan bir pozisyonu tekrar tekrar izleyip, maçın süresinden bile uzun saatler boyunca yorumları dinlemekten ne tür bir zevk alındığını anlayamazlar.
Ancak yine de muhabbete ortak olmak ve dışlanmamak için çoğu zaman birlikte futbol izleyebilirler.

Ne de olsa futbolun en keyifli yönü maçın kendisi değil, kaybedeni kızdırma kısmıdır.
Bunu yapmak için maçı izlemenize bile gerek yoktur, skoru öğrenmeniz yeterlidir.
İstisnai olarak futboldan hoşlanmayan erkekler gibi, izlemekten gerçekten hoşlanan kadınlar da vardır ama bunlar genel kaideyi bozmaz.

Erkeklerin kadınlara üstünlük taslama ve gövde gösterisi yapma çalışmaları maç izlenirken de kendini gösterir.
En büyük silahları “ ofsayt nedir, anlat bakalım” diye sormalarıdır.
Ancak bu soruya onlarca kez muhatap olmuş kızlar aslında ofsaytın ne olduğunu artık erkeklerden bile daha iyi bilmektedir. Bu nedenle de ofsayt sorusu ile genellikle yaş tahtaya basılır.

Futbol birbirlerini hiç tanımayan insanlar arasında dahi sohbet başlatma konusu olarak işe yarar.”Eee damat bey oğlumuz hangi takımı tutuyor?”gibi bir soruyla 40 yıllık takım arkadaşıymış gibi, bir futbol muhabbetine girilebilir.
Hangi takımın en büyük olduğu ise en büyük tartışma konusudur.

Ama tabi ki bu gereksiz bir tartışmadır, zira;
Tabi ki en büyük Beşiktaşk!

6 yorum:

  1. Harika bir yazı olmuş ellerinizin uzuvlarına sağlık :P
    Keyifle okuduğumu bilmenizi isterim.
    Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  2. Tabi ki en büyük Beşiktaşk! bu sözün üstüne yapabilecek bir yorum yok :)

    YanıtlaSil
  3. Kadın gözüyle erkek hegemonyasında olan futbola böyle dalınır ve gol da atılır... Çok hoş bir yazı olmuş... Kutlarım

    YanıtlaSil
  4. Sonu çok güzel bitmiş.Elbette en büyük Beşiktaşk! Emeğine sağlık..

    YanıtlaSil